Yedi evli bir köy varmış. Kaç
senedir bir kral gelir köydeki yeni doğmuş tüm çocukları öldürür. Hamile
kadınların karnındaki çocukları bile çıkarıp katledermiş. Ve yedi yıllık
vergisini de alıp gidermiş.
Köy perişan olmuş haldeydi. Her
sene çocuklarının öldürülmesi yüzünden nüfusa çoğalmıyormuş.
Köylüler bir gün toplanıp bu
mesele için çözüm bulmak istediler. O sene hamile olan iki kadını götürüp bir
mağarada gizlediler. Kral yine gelip katliamı yapıyor ve yedi kadından fazla da
bırakmayıp gitti.
Mağaradaki kadınlarda çocuklarını
orada bırakıp mecburen köye geliyorlardı. Yalnız kalan çocukları dağda yaşayan
iki keçi gelip vererek beslemeye başlamış. Söylentilere göre bu vaziyette aylar
ayları, yıllar yılları kovaladı. Çocuklar büyüyüp birer genç oldular.
Büyük oğlanın adı Hamza küçüğün
adına Bavaemirik koymuşlardı. İki genç bir gün köye indiler. Bunları gören
köylüler çok korktular
-Kral sizi görürse yaşatmaz hemen
gitmelisiniz buradan.
Hamza pehlivan ve dostu gitmediler
köyden. Tüm silahlarını kuşanıp
-Kralın geleceği varsa göreceği
de var diyorlardı.
Hamza pehlivan çok güçlüydü.
Sapanına koyduğu taşı fırlatınca taşın nereye gittiğini kimse göremiyordu.
Ertesi gün kral ve adamları yine
köye geldi. Hamza pehlivan demzeri atına bindi ve dostu bavaemirik’i de yanına
alarak kralla savaştılar. O gün kralı perişan bir halde geri çevirdiler ve yedi
yıllık vergilerini de kraldan geri aldılar.
Kral vekil ve vezirlerini yanına
toplayarak
-Bu iki genci nasıl ele
geçirebiliriz, çok güçlüler bizi perişan ettiler.
Vallahi bilmiyoruz. Bu iki
pehlivan çok güçlüler bunlar kökümüzü kurutacaklar.
O zaman ben bunları saraya barış
için davet edeceğim bunlar içeri girerken kapıdan bunların üzerine kırk
pehlivan topuz yağdırsın. Eğer öyle de bir şey olmasa zehirleyerek öldürürüz
bunları.
Bavaemirik, Hamza pehlivana ‘’
bana birkaç altın verirsen sana bir söz diyeceğim’’ dedi.
Hamza pehlivan altınları
Bavaemiri’ye uzattı.
Bavaemirik altınları yere gömdü
ve yeri tekmeleyerek
-Ey toprak sen şahitsin bu
Bavaemirik’in hazinesidir. Hamza kardeş, kral bize hazırladığı yemeğin içine
zehir koymuş. Ben yemesem sende yemeyeceksin eğer sözümü dinlemeyecek ben
gelmem.
Sarayın girişinde pehlivanlar
topuzları Hamza pehlivanın üzerine döktüler. Bavaemirik bir şey olmamış gibi
hemen tüm topuzları üzerinden kaldırdı.
Padişahın divanına çıkıp
oturdular. Yemek zamanı gelince Bavaemirik kraldan izin aldı.
-Ben her yemekten önce flüt
çalarım izniniz olursa flüt çalıp o şekilde yemeğimi yemek istiyorum.
Flütü çalınca diğerleri farkında
olmadan bunların yemeği değişti ve zehirlenmekten kurtuldu.
Kral baktı kurtuluş yok, hiç
olmazsa elimin altında olsun diye Hamza pehlivanı diğer pehlivanların aşçısı
yaptı. Hamza pehlivan her gün kırk kişilik kazanı kendi başına götürüp getiriyordu.
Bavaemirik’te kaç altın kazanırsa
yerin altına koyup ‘’ ey yer sen şahitsin bu bavaemirik’in hazinesidir’’
diyordu.
Kral bunları öldürmek için bahane
arıyordu.
-Bana gidip hekimleri sultanını
getireceksiniz
Bu hekimde denizden öte bir
diyardaymış ve hiçbir zaman denize açılmıyormuş.
Bu sıralarda Etem pehlivanın namı
dünyaya yayılıyormuş
Etem pehlivan ‘’ bir gün olsaydı
da şu Hamza pehlivanla karşılaşabilseydim diyordu.
Bavaemirik, Etem pehlivanı
tanıyordu, onun yanına giderek bana ne vereceksin sana Hamza pehlivanın yerini
söyleyeyim.
Etem pehlivan buna birçok altın
verdi ve akşam misafir etti.
Hamza pehlivanı getirip Etem
pehlivanla tanıştıran Bavaemirik bunların çok iyi iki dost olmasını da sağladı.
Bavaemirik, Hamza pehlivanın
cebinden mendili çıkarak bir bardak suda ıslatıp Etem pehlivanın bacısının başucuna
koydu.
Hamza pehlivanın atını da Etem
pehlivanın atıyla çiftleştirdi.
Sabah hekimler sultanını bulmak
için limana gidip bir gemiye bindiler.
Bavaemirik gemiye binmek
istemedi, Hamza pehlivan ne kadar ısrar ettiyse de Bavaemirik yola gelmedi.
-Siz gemi ile devam edin ben
denizin etrafını dolaşacağım gemiden korkuyorum.
Çok uzaktır gelemezsin dediyseler
de Bavaemirik dediğinden vazgeçmedi.
Hamza pehlivan ve Etem pehlivan gemiye binip gittiler. Adaya
vardıklarında baktılar ki Bavaemirik’de gelmiş. Çok şaşırdılar. Bavaemirik
bunlara nasıl geldiğinin sırrını söylemedi.
-Bana altınlarımı verin size
hekimin yerini söyleyeyim dedi Bavaemirik.
Hamza pehlivan altınları verdi
Bavaemirik’e.
Bavaemirik altınları yere gömüp
‘’ ey toprak şahitsin hazinem sendedir’’ deyip üstünü kapattı altınların.
Hemen hekimler sultanının yerini
söyledi arkadaşlarına.
Hekimler sultanın evine gittiler
hekimler sultanına ne kadar dil döktüyseler. Hekim gitmedi yeminliydi denize
çıkmamaya.
Hamza pehlivan hekime bir şey
demedi. Kararına saydı duyup geri döndü.
Pehlivanların boş döndüğünü duyan
kral hemen tüm savaşçılarını ve vezirlerini toplayarak
-Bunlar hekimi getirmediler mi?
-Hayır kralım getirmedikleri gibi
Etem pehlivanla da dost olmuşlar. Bunlar bize artık hiç acımazlar.
-Kim cesaret edebilir, onlar
buraya varmadan onlara zehirli yemek verip beni onlardan kurtarabilir.
Bu işe büyücü bir kadın talip
oldu. Ve zehirli yemeğini hazırlayıp bunları karşılamaya gitti.
Pehlivanlar da yol çok
acıkmışlardı.
Hamza pehlivan yaşlı kadına
seslenerek ‘’ nene sende hiç ekmek yok mu acaba? Çok acıkmışız’’ dedi
Yaşlı kadının verdiği ekmeği
yemeye başlayan Hamza pehlivan olduğu yerde düşüp can verdi.
Arkadaşının durumunu gören Etem
pehlivan. Başında çok ağlayıp üzüldü.
Etem pehlivan kadına dönerek ‘’
dostumun başına ne getirdin ey kötü kadın’’dedi.
Bavaemirik pehlivanda Etem
pehlivana bakıp gülüyordu.
Bu harekete anlam veremeyen Etem
pehlivan ‘’ neye gülüyorsun kardeşimiz burada öldü sen gülüyorsun. Deli misin
sen, çabuk hekimler sultanına git ne yap et onu buraya getir ‘’dedi.
-Ben babanın uşağı mıyım, siz iki
pehlivan gidip getiremediniz ben nasıl getireceğim hekimler sultanını.
Etem pehlivan, Bavaemirik
pehlivana bir kese altın verip zorla da olsa gönderdi.
Bavaemirik hekimler sultanına
gitti. Hekimler sultanı Bavaemirik’e iki tane ilaç verip gönderdi.
Bavaemirik dermanları getirip
Hamza pehlivanın burnuna tuttu. Bir süre sonra baktılar ki Hamza pehlivan
tekrar kendine geldi ve çok mutlu oldular.
-Beni neden uyandırdınız, ne
güzel bir uykuya dalmıştım.
Etem pehlivan ‘’ evin yıkılmasın
ne tatlı uykusu sen ölmüştün seni ancak kurtardık’’dedi
Pehlivanlar kalkıp Etem
pehlivanın evine gittiler.
Yaşlı kadında kralın yanına
giderek olanları tek tek anlattı.
Kral yine en yakınları çağırıp
fikir sordu danışmanlarına.
-Kralım bunlar sağ geldiyse,
kesin bize savaş açacaklardır. Hazırlıklarımızı hemen yapmamız lazım.
Pehlivanlarda silahlarını kuşanıp
krala saldırıya geldiler.
Etem pehlivanın kızı da Hamza
pehlivanın mendilinin kokusunda hamile kalmıştı. Ve bir erkek evlat sahibi
oldu. Oğlunun adını Hemzi berhemzi koymuştu. Atıda doğurup erkek bir kısrak
getirmişti. Onun da adını demzeri berdemzeri koymuşlardı.
Bir gün oğlan annesine ‘’ anne bu
sestir geliyor’’ dedi.
Oğlum baban ve deden kralla
savaşıyorlar bu onların sesidir geliyor.
-Babam kimdir?
Baban Hamza pehlivandır.
Hemzi berhemzi annesini
dinledikten sonra hemen gidip silahlarını kuşanıp savaşa katılmaya gitti.
Hamza pehlivan ve Etem pehlivan çok
yorgun düşmüşlerdi. Hemzi berhemzi bunları tanımadıkları için kendileriyle
savaşmıştı.
Hemzi berhemzi çok güçlüydü. Ne
babası nede dedesi kendisini yenemiyordu.
Akşam oldu ve Bavaemirik ‘’ bana
ne vereceksiniz ben bu genç yiğidi sizin dostunuz yapayım. Bavaemirik’ altınları verdiler yine.
Sabah Bavaemirik ilk olarak hemzi
berhemzi’nin yanına gitti ve ‘’ oğlum sen ne yapıyorsun biri babandır biri
dedendir. Yiğit delikanlıyı getirip baba ve dedesiyle tanıştırdı Bavaemirik. Üç
pehlivan bir olunca kralın ordusu bunla karşısında tutunamadı. Kral büyük bir
yenilgi alıp darma dağın oldu. Hamza pehlivan kralın kızını da oğluna aldı.
Köylüler de kralın yenildiğine çok sevindiler.
0 yorum: