Serhat bölgesinin miri bir gün
tüm obasını etrafına toplayarak ‘’ acem bölgesinin bir obası bizim dağların
eteklerine gelerek burayı yurt edinmek istiyorlar yarın gidip onları
topraklarımızdan kovmalıyız’’ dedi.
Akşam tüm obanın erkekleri
hazırlıklarını yapıp yola çıktılar. Sabah şafakla birlikle acem obasına baskın
düzenlediler. Neye uğradığını şaşıran obanın halkı sağa sola kaçtı, giden geri
dönmedi.
Geri dönecekleri zaman
askerlerden biri ağlama sesi duyuyor. Gidip bakıyor ki beşiğin için bir çocuk
var. Hemen mire haber ver veriyor. Mir diyor ki ‘’ onu bana getirin götürüp
kızım gibi büyüteceğim buralarda kalmasın’’.
Kızı alıp getiriyor mir. Zaman
akıp gidiyor. Kız on sekiz on dokuz yaşlarına geliyor. Kızın adını da karakız
koyuyorlar. Mir birgün hanımı Etlez’i yanına çağırarak ‘’ gel bu karakızı
oğlumuz Yunus’a isteyelim.
-Karakız akıllı kızdır biz
büyütmüşüz, huyunu suyunu biliyoruz. Dünyada arasak böyle bir kız bulamayız.
Elimizden uçup gitmesin. Sende git Yunus’a söyle bak ne diyor.
- Mirim eğer sen bir gönülden
kızı beğendiysen, ben yedi gönül ile kızı beğeniyorum. Oğlumuza söylerim
inşallah oda kabul eder.
Etlez, Yunus’u çağırarak bir
köşeye çekip durumu anlatıyor.
-Oğlum babanda kızı çok beğenmiş
akıllı kızdır. Seninde evlenme vaktin gelmiş. Sende kabul edersen karakızı sana
isteyelim
- Anne iyi güzel diyorsun da ben
bilmiyorum ki bu kimin kızıdır. Çoban kızı mı, hırsız kızı mı? Sonra iyi bir
ailenin kızı çıkmasa ben nasıl arkadaşlarımın yüzüne bakarım. Bana demezler mi
sen ki mirin oğlusun nasıl böyle bir kızı istedin. Olmaz anneciğim ben o
ihaneti kendime yapamam.
O sıra da karakız da yan oda da
bunların konuşmalarına şahit oluyor. Yunus’un sözlerini duyunca çok üzülüyor.
Demek ben çoban kızı olsan beni istemeyeceksin diyor kendi kendine.
Etlez’de ne yaptı etti Yunus’u
yola getiremedi. Kalkıp mirin yanına gitti.
-Mirim ne ettiysem Yunus’u ikna
edemedim. Diyor ben kızı tanımıyorum. Bu kötülüğü kendime yapamam.
-Eğer senin dediğini yapmadıysa
günahı boynuna, biz elimizden geleni yaptık.
Etlez karakızın yanına gidince
bakıyor ki morali çok bozuk, gözlerinden yaşlar akıyor karakızın.
-Kızım neden ağlarsın kim seni
üzdü
-Anne bana doğruyu söyle ben
sizin kızınız değimliyim. --Beni nerden bulup getirdiniz.
Etlez durumu izah etmeye çalışsa
da olmuyor. Başkasının kızı olduğu anlayan karakız daha çok üzülüyor.
-Kızım üzülme artık bizim
kızımızsın ve seni Yunusla nişanlayacağız. Seni sevmesek böyle bir şey
yaparmıydık hiç.
Karakız ses çıkarmıyor artık.
Mir baktı Yunus yola gelmiyor.
Obaya haber saldı ki karakızın evlenme vakti gelmiş. Talibi varsa gelip
isteyebilir. Bu haberi duyan karakız için mirin kapısını çaldı. Ama mir
karakızın başlığını çok istiyordu. Bunun için gelen geri dönmek zorunda
kalıyordu.
Aradan birkaç ay geçti. Yunus
pişman oldu ‘’ canım eğer bu iyi bir kız olmasaydı ne diye bu kadar isteyeni
geliyor. En iyisi ben anneme söyleyeyim, oda babama bildirsin karakızı kendime
isteyeyim’’.
Bir sabah karakız sabunu ve suyu
her zaman ki gibi alarak gidip mirin oğlunun eline suyu döktü. Yunus elini
yıkayıp duruladıktan sonra karakıza sarılıp öpmek istedi. Karakızı bunu ittiği
gibi birkaç metre ileriye kadar sendeledi. Kara kız çok sinirliydi.
-Köpek herif ben gönlüm olduğu
zaman neden beni istemiyordun. Yok, bilmem çobanın kızıymış şunun bunun
kızıymış bilmiyorsun he. Git ağa bey kızı iste kendine. Ölene kadar benden
umudunu kes.
Yunus laf yapıp karakızı yola
getirmeye çalıştı. Ama baktı çaresi yok, karakızı tatlı sözlerle yola
getiremeyecek. Onu bırakıp annesinin yanına gidiyor.
-Anne bana bir an önce karakızı
istemeni istiyorum.
-Şimdi aklın başına geldi daha
önce sana iste dediğimiz de, yok bilmem kimin kızıdır bilmiyorum diyordun.
Demek gözlerin açıldı.
Etlez gidip kocasına durumu haber
verdi. Mir de hemen tüm obasını toplayarak karakızı oğlu Yunus’a nişanladığını
söyledi. Karakızın rızası olmasada ikisini nişanladılar. Ama yunusun sözleri
karakızın içinde derd olmuştu. Yarın yine benim küçümseyip ‘’ bilmem kimin
kızısın dese ölmem lazım o zaman’’.
Karakız gizlice ahıra gidip atı
eyerledi ve erkek elbisesi giyerek babasının obasının yolunu tuttu.
At sırtında çok yol aldı. Yoruldu
ve biraz dinlenip tekrar yola devam etmeye karar verdi. Atını bir kazığa
bağladı ve yere uzandı. Uzandığı yerde uykuya daldı.
Yunus’ta sabah kalktığında
karakızı görmeyince anladı babasının evine gitmiş. Çok üzüldü, ağlamaklı oldu.
Atını hazırlayıp karakızın peşine düştü.
Karakız uyandığındın da gördü ki
gün kuşluk vaktine gelmiş. Atının sırtına atlayıp tekrar yola devam etti. Biraz
ilerledikten sonra bir ses duydu. Dönüp baktığında baktı ki Yunus peşinden
geliyor. Yunus karakızı tanıdı.
-Karakız dur nereye gidiyorsun
-Sana diyorum peşimden gelme,
yeminliyim sana varamam. Yemin etmişim, elimden sana bir zara gelmesin.
Kaç defa Yunus’a dönmesini
söyledi ama Yunus karakızı dinlemeyip atı üstüne sürmeye devam etti. Karakız
kılıcını çektiği gibi Yunus’u ayağından yaraladı.
Atından inip Yunus’un başına
dikildi.
-Sana diyorum ki peşimden gelme,
senin anne ve babanın ekmeğini yemişim sana fazla zarar vermek istemiyorum.
Yunus’un ayağını dermanlayıp
sardı, ata bindirin evine gönderdi.
-Anne baban üzülmesin git
yanlarına, sen annene ne bileyim neyin nesidir, kimin kızıdır diyordun. Ve
şimdi bende kimin kızıysam onun yanına gidiyorum. Sana ihanet etmeyeceğim, eğer
yiğitsen peşimden gelirsin, değilsen gelmezsin. Ben evime gidiyorum ve kırk
güne kadar evlenmeyeceğim gelirsen istersin beni gelmezsen hakkını kaybedersin.
Bu yeryüzünün âdetidir.
Beni sana vermeseler bile kim
olduklarını görürsün. Soyumu öğrenmiş olursun.
Belki onlar veremese bile sana
varabilirim. Sırf o sözün için seni oraya çekiyorum. Sonra yine yüzüme vurmanı
istemiyorum.
Karakız Yunus’u çevirdikten sonra
yoluna devam ediyor.
Yunus ta bin pişman dönüp evine
geliyor. Hekime gidip ayağı için tedavi oluyor.
Karakız sonunda ailesinin
obasının yolunu buluyor. Ve onların kızı olduğunu söylüyor. Obanın Miri ve
ailesi çok seviniyor, kızlarını hemen tanıyorlar. Obaya karakızın geldiği
haberi yayılınca obanın gençleri onu kendilerine istemek için anne babalarını
mirin evine göndermeye başladılar.
Karakız gelenlere kırk güne kadar
evlenmeyeceğini deyip teklifleri geri çevirdi.
Yunus’ta iyileşti ve babasının
huzuruna çıkarak
-Hazırlığımı yapın ben karakızın
peşinden gideceğim. Ya beni öldürecekler ya da onu alıp getireceğim.
-Oğlum gitme biz onlarla
düşmanız. Daha kaç yıl önce onların obasına baskın yapıp birçok erkeklerini
öldürdük. Seni yakalar parça parça ederler.
-Sonu ne olursa olsun gideceğim
oraya.
Mir baktı oğlu gidecek başka
çaresi yo, hazırlıklarını yapıp onu yolcu etti.
Bu arada karakızın da kırkıncı
günü dolmuştu. Onu teyzesinin oğluyla nişanlamışlardı.
Yunus köye vardığında baktı ki
davulun sesi geliyor. Kendini sesin geldiği yöne doğru tuttu.
Yolda yaşlı kadınla karşılaştı.
-Anne misafir kabul ediyor musun?
-Başım gözüm üstüne buyur evladım
tabiî ki kabul ediyoruz.
Atını ahıra çekip, içeri
geçtiler.
Yunus yaşlı kadının ayaklarına
atılarak durumu anlattı. Ne olur git kara kıza götür beni.
Yaşlı kadın Yunus’un önüne
düşerek karakızın olduğu eve gitti. Yunus’u dışarıda bırakıp içeri girdi.
Yunus’un kendisine verdiği yüzüğü karakıza gösterdi. Karakız yüzüğü görür
görmez hemen tanıdı.
Yaşlı nene yüzüğün sahibine
söyle, sessizce çıkıp gitsin. Yoksa obaya haber salarım seni ve misafirini
koyun gibi keserler.
Yaşlı kadın Yunus’un yanına
gelerek durumu iletti.
Yunus kara kara düşünmeye
başladı.
-Anne bana bir yol bul, halim yok
benim düşünemiyorum
-Oğlum karakızın kocası onu bu
gece başka bir köye götürecek. Yaşlı biridir bir asa ile geziyor. Gidelim kapıda
bekleyelim çıktıklarında sen kılıcı çekip adamı öldür. Bende iki tane at
hazırlayıp getireceğim. Köy halkı durumun farkına varana kadar siz yol alıp
kurtulursunuz.
Benim yolum budur başka bir
ilacım yoktur oğul.
Gece yarısı Yunus kılıcını alıp
evi gözetlemeye gitti baktı ki, yaşlı bir adam kapıdan içeri giriyor. Karakız
da yaşlı adama minder serip üzerine oturmasına yardımcı oldu.
Yaşlı adam karakıza dönerek
-Anlat hele yabancı diyardan
geliyorsun, orada neler yaşadın başına ne getirdiler de çıkıp buraya geldin.
Bu sözleri duyan karakız deli
oluyor.
-Seni mundar moruk ben namusum
peşimde her şeyi peşimde bıraktım. Beni bir genç istedi onun bir parmağı bile
olamazsın. Şimdi bu sözleri bana söylüyorsun he. Keşke burada bitiverseydi de
seni kılıcıyla paramparça etseydi.
Karakızın bu sözünü duyan Yunus
kılıcı içeri giriyor.
Yaşlı adamı lime lime ediyor ve
karakızı alıp dışarı çıkıyor. Kapıya geldiğinde yaşlı kadınında iki oğlu iki
atla birlikte kendilerini beklediklerini görünce mutlu oluyorlar. Gençler bunları
köyden güvenli bir şekilde çıkarıp yolcu ediyorlar.
Yunus karakızı sağ selamet obaya
getiriyor. Onların geldiği gören oba halkı çok mutlu oluyor. Ve hemen düğün
şenlik yapıp ikisini evlendiriyorlar.
0 yorum: