Bir varmış bir yokmuş kop köyünde bir ev varmış. Evde de bir adam yaşarmış. bu adamın vaziyeti de hiç iyi değilmiş. Fakir ve perişandı hali. ama daha çok zengin olmak istiyordu. Ne zaman dışarı çıkarsa bıyıklarını yağlar parmaklarının arasında gezdirirdi. herkes onu gördüğünde bu adam zengin yine yağlı yemekler yemiş desinler diye yapardı.
yine bir gün dışarı çıkmak istedi. kapının önünde ayakkabılarını giydi ve kızına bağırdı hani benim bıyıklarımın yağı dedi.
kız hemen bir koşuda gidip bıyık yağını getirdi. al baba yağı getirdim dedi.
babası da elini yağa elini daldırıp bıyıklarını bir güzel yağladı ve köy kahvesinin yolunu tuttu.
kız da kalan yağı götürüp eski yerine koydu.
bu arada fareler ve kediler de kızın etrafında fır dönüyorlardı. ayağı takılan kız sendeledi ve elindeki yağ yere döküldü.
patırtı kütürtü sesini duyan evin hanımı koşup geldi bir de ne görsün yağ yerde akıyor. dizlerini dövmeye başladı. '' eyvah evim yıkıldı ben şimdi kocama ne diyeceğim şimdi.'' dedi.
kadının bağırması devam ederken, kızı da köy kahvesinin yolunu tuttu.
kahvede herkesin içinde babasına seslenerek '' baba baba kedi beni şaşırdı ve ayağım takıldı senin bıyık yağın döküldü.
bir anda tüm gözler adama döndü yaşlı adam mahcup bir şekilde çıkıp gitti
0 yorum: